Yeni bir devleti inşa etmek anlamına gelen Cumhuriyet tarihinden itibaren, o devletin ekonomi-politiğini sırtlayıp yaralarını görünmez kılan bir krem, boyunu uzun gösteren bir ayakkabı ya da daha basit bir benzetmeyle, günü kurtarıcı siyah bir tişört misyonuna sahip bir “şey”den söz edebiliriz: İnşaat sektörü. Kanun yapıcılardan sokaktaki vatandaşa, sonsuz genişlikte bir kitleyi cazibesi ve yüceliğiyle büyüleyen sektör, o ilk günlerden bu yana, bütün hürmetiyle devletin üzerinde gittiği rayları işaret ediyor aynı zamanda. Erken cumhuriyetin ilk icraatlarından Menderes-Demirel-Özal çizgisine ve takriben on yılı aşkındır hükümet gücünü elinden bulunduran AKP hükümetine kadar, bir söz bitirici, unutturucu görevi gören inşaat sektörü, yakın zamandan beri ülke ekonomisinin mihenk taşı durumunda görünüyor. Birikim dergisinin bütün bu ehemmiyeti göz ardı edememeksizin hazırladığı Ekim 2011 tarihli 270. sayısı da, bahsi geçen çizgideki analizleri, değerlendirme ve araştırmaları bir araya getiren yazıları içeriyordu. Şimdi o dergi, üzerine eklemlenen dört yazıyla birlikte derlendi, kitaplaştı, İnşaat Ya Resulullah adıyla yayınlandı. İşbu yazıda, kitabın derleyeni Tanıl Bora’yla yaptığım görüşmenin ışığında İnşaat Ya Resulullah’ı okuyacağız.
Yazının devamı için: https://t24.com.tr/k24/yazi/insaat-ya-resulullah,646
T24, 31.03.2016